“Modern dünya oyunun, düşlemlemenin yer aldığı sahnenin dışında kendimize yakıştırdığımız kimlikleri seyrettiğimiz ya da seyre sunduğumuz sahte sahneler de yarattı. Buralarda oynananları izlemekle o kadar meşgulüz ki gözümüzün önündeki birçok toplumsal trajediyi bile yalnızca ‘seyretmekle’ yetinebiliyoruz. Belki de izlediğimiz sahneleri genişletmemiz, daha aktif roller oynamamız gerekiyordur. Freud, Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcından yaklaşık altı ay sonra kaleme aldığı ‘Savaş ve ölüm üzerine düşünceler’de edebiyatın, kurgunun, tiyatronun insan ruhsallığı için öneminden bahsederken şöyle yazar: ‘Kurgu dünyasında, arzuladığımız birçok yaşamı tek bir yaşamda buluruz. Belli bir kahramanla özdeşleşerek ölürüz ama ondan daha uzun yaşarız ve hiç zarar görmeden bir sonraki kahramanla yeniden ölmeye hazır oluruz.’ Bu açıdan sanatın sahnede bizi bize anlatmasına hem bireysel hem toplumsal boyutta ihtiyacımız var. Biz de bu sayımızı planlarken bu çok geniş yelpazenin sahnesinde düşünen, düşündüren, hayal eden ve hayal ettiren yazılara yer verme niyetiyle yola çıktık. Umuyorum keyifle okursunuz.” –Editör’den
DOSYA: SAHNESahneden Divana Can Sıkıntısı – M. Banu BüyükkalAnneliğin Sahne Arkası: Karanlık Kız Filmi Üzerine – Deniz Arduman KırcalıZihnimin Özel Tiyatrosu: Babamı Kim Öldürdü? Üzerine Bir İnceleme – Tuğba KocaefeBu Yıldızlı Gökler Ne Zaman Başladı Dönmeye? Gagarin‘in Sahnesi – Işıl Ertüzün, Yavuz Erten (Söyleşi)Psikanalizin Türkiye Sahnesi: Türkiye Psikanaliz Tarihi – Hakan KızıltanPsikozda Sahne – İdil DönmezModa’da Bir Sahne – Meral Erten, Sinan Tınar (Söyleşi)Bir Oyuncunun Psikolojik Doğumu: “Evini Arayan Mavi Kız” – İnanç SümbüloğluSahneye Geri Dönenler: Seza Sinanlar Uslu ile Söyleşi – Işıl ErtüzünDOSYA DIŞIİlk Bakışta Aşk ve Sonrası – Ceren KorulsanOidipus ve Kötü Nesneler – Yusuf Atabay
“Modern dünya oyunun, düşlemlemenin yer aldığı sahnenin dışında kendimize yakıştırdığımız kimlikleri seyrettiğimiz ya da seyre sunduğumuz sahte sahneler de yarattı. Buralarda oynananları izlemekle o kadar meşgulüz ki gözümüzün önündeki birçok toplumsal trajediyi bile yalnızca ‘seyretmekle’ yetinebiliyoruz. Belki de izlediğimiz sahneleri genişletmemiz, daha aktif roller oynamamız gerekiyordur. Freud, Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcından yaklaşık altı ay sonra kaleme aldığı ‘Savaş ve ölüm üzerine düşünceler’de edebiyatın, kurgunun, tiyatronun insan ruhsallığı için öneminden bahsederken şöyle yazar: ‘Kurgu dünyasında, arzuladığımız birçok yaşamı tek bir yaşamda buluruz. Belli bir kahramanla özdeşleşerek ölürüz ama ondan daha uzun yaşarız ve hiç zarar görmeden bir sonraki kahramanla yeniden ölmeye hazır oluruz.’ Bu açıdan sanatın sahnede bizi bize anlatmasına hem bireysel hem toplumsal boyutta ihtiyacımız var. Biz de bu sayımızı planlarken bu çok geniş yelpazenin sahnesinde düşünen, düşündüren, hayal eden ve hayal ettiren yazılara yer verme niyetiyle yola çıktık. Umuyorum keyifle okursunuz.” –Editör’den